Van’da yaşayan yüzde 45 engelli vatandaş, Van Büyükşehir Belediyesince verilen ücretsiz ulaşım kartında her yıl vize işlemi için ücret alındığını ifade ederek, bu ücretin talep edilmemesi istemiyle KDK’ye başvurdu.
Konu hakkında bilgi istenen Van Büyükşehir Belediyesi, ulaşım kartlarının kişiselleştirme ve vizeleme ücretlerinin, hizmet alım sözleşmesi yapılan şirket tarafından alındığını belirterek, ulaşım kartlarının yurt dışından döviz karşılığı temin edilmesi ve döviz kurlarında yaşanan artışlar nedeniyle 10 lira olan vize ücretinin, Ulaşım Koordinasyon Merkezi toplantısında 20 liraya çıkartıldığı yanıtını verdi.
Başvuruyu inceleyen KDK, belediyeye, “engellilere tanınan hakların etkin ve eksiksiz kullanılabilmesi için sağlık kurulu raporu süresi boyunca vize yenileme işleminin gerek olmadığı ücretsiz ve daha uygun alternatiflerin değerlendirilmesi” yönünde tavsiye kararında bulundu.
“Her yıl ücretli vize zorunluluğu makul değil”
Kararın gerekçesinde, engellilerin ulaşım hakkının, ulusal ve uluslararası hukuk normlarınca güvence altına alınmış temel hak ve özgürlük olduğuna dikkat çekilerek, bu hakkın, onların fiziksel, duygusal ve sosyal ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde erişilebilir ve engelsiz bir ulaşım sisteminin sağlanmasını öngördüğü belirtildi.
İdarenin, usulsüz kullanımların önüne geçmek için her yıl vizeleme yapılmasını zorunlu kıldığının anlaşıldığı aktarılan gerekçede, uygulamanın, engelli bireylerin toplumsal uyum süreçlerini desteklemek yerine, haklarını kullanmaları sürecini makul olmayan şekilde zorlaştırabileceğinin görüldüğü vurgulandı.
Bazı yerel yönetimlerin, engelli otobüs kartlarını sağlık kurulu raporu süresi boyunca vize yenileme işlemine tabi tutmadığına işaret edilen kararda, şu ifadeler yer aldı:
“Bu uygulamanın hem kartın usulsüz kullanımların önüne geçtiği hem de engelli bireylerin ulaşım hakkı açısından mağduriyetine neden olmadığı, sağlık kurulu raporu süresi göz önünde bulundurulmadan her yıl ücretli vizeleme işlemini zorunlu tutmasının makul olmadığı, bu nedenle engelli bireylerin haklarını korumak için daha uygun alternatiflerin değerlendirilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.”